Değerli okuyucular,
Kentsel dönüşümün temel amacının, ekonomik ömrünü tamamlamış, vasfını yitirmiş, kullanılamayacak hale gelmiş olan gayrimenkullerin, yıkılıp yeniden üretilmesi yoluyla yenilenmesi ve şehir içinde kokmuş, çürümüş, sağlıksız alanların yeniden düzenlenerek her anlamda sosyal hayata yeniden kazandırılması olduğunu düşünmekteyiz.
Ancak bugüne kadar gelişen süreci izlediğimizde, bu düzenlemenin amacının çok dışına çıktığını, bunun rantiye tarafından bir fırsat olarak kullanıldığına üzülerek şahit oluyoruz. Özellikle şehir içerisinde, eski binalarda, birçok gayrimenkul sahibinin binayı yeniletmeye imkanı olmamasına rağmen buna zorlandığını veya elinden gayrimenkulünün alınmaya çalıştığını üzülerek de olsa izliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da, şehir merkezlerinden gelen yıkım taleplerinin, beklenenin çok üzerinde olması karşısında dayanıksızlık oranını %50 den, %75'e çıkartarak, bu konuda küçük de olsa bir geri adım atmıştır.
Her zaman söylediğimiz gibi, bir planı uygulamaya koymadan önce, her açıdan doğruluğunu ve doğacak sonuçları analiz etmek ve hiç bir kesimi mağdur etmeyecek, yeni çıkar kapıları yaratmadan, önce kamu yararı ve maliklerin hakkını koruyacak şekilde düzenlemeler yapmak zorundayız.
Saygılarımla,
01/03/2014
Erol CANBAY.